Horon, Kemençe, Tulum Adına söylenmesi gerekenler.


Amacım tartışma yaratmak değil, gerçekleri biraz olsun söylemek olduğunu bilmenizi isterim.


Horon adına....

Yok! benim figurumu sen oynadın!!!
Yok! oralıyı ben koluma almam
Yok! sana ben öğrettim.
Yok şuranın horonu iyidir
Kollarını 147 derece!! döndürmez isen iyi oynamamış olursun
Yok horon böyle oynanır
Yok o bölgenin oyunu daha iyi
Yok ben, yok,sen uzar giderken.

Halk oyunu eğitmeni ve müzik adamı yetiştiren okullarda, halkın yani bizlerin hala her yerde dinlediği, sevdiği Kemençe eğitimi verdiğin halde, okulda tulum çaldırmadığın halde, Kemençe veya Tulum diploması veremezsen bir bakmışsın kültür senin elinden çıkmış gitmiş. Çünkü her an eğiteceğin,mesleği danscılık olan gençler mezun olduklarında sadece görsel düzeni ve destekleyen figürleri öğreteceklerdir.

Sadece on sayılık çok basit ama iyi eğitim verilirse muhteşem hale dönen Karadeniz halk dansı horonunun gelişimini, yayılmasını farkında olmadan engellersin.

Örnek-1 ; Benim üçte birim yaşında bir genç kız bana - Siz yanlış şeyler öğretiyorsunuz, bu folklor - dedi.. Yani horonun gerçeğini hiç görmemiş, uygulamamış işin enteresan yanı ona hiç kimse yanlış oynuyorsun dememiş .

Örnek-2 ; Kolları aşağı yukarı sallanarak oynayan biri haklı olarak - Bu horon mu - dedi. Tepinenleri yan, yana gidilerek oynadıkları için, doğru değerliyle oynanan oyun onlara tuhaf geliyor.

Oysa haz ve keyif kalabalıkla ve yenlik, sık sara, l-aşağı olmazsa olmaz değerleriyle ve horon oynayanın ayağına göre çalan, horon kaydesi çalarken başka yere bakmayan sanatçılar ile daha iyi güzel ve doğru oynanır. İşte eğlence buradadır. Horon zaten Karadenizlinin eğlencesi değil midir?

Yarım asırdır en zengininden, fakirine binlerce düğüne gitmiş biri olarak söylemek isterim ki eskiden Trabzon - Giresun düğün veya eğlencelerinde üç ayak, hangi ilçe olursa olsun, Rize düğünlerinde gerçek -iki ayak, Hemşin çok güzel ve herkes tarafından oynanırdı. Şimdi ise birbirinden görerek öğrenen gençler tepinerek aynı mekan ve eğlence içinde kendi aralarında farklı, farklı bölünerek içlerinde gelen coşku nedeniyle ve kendi uydurdukları bazı figürler ile oynuyorlar.

Sonra kendi kafalarına göre bunları adlandırıyorlar. Oysa! Horonun bir anlayışı, bir felsefesi vardır. Omuz silkmeden, aşağı almadan birlik bilinci ile komut vermeden Horon olmaz. Giriş, gelişim sonuçtur horon.

Çok iyi oynayan 5-10 kişi yerine, ortalama ama birlikte Yenlik-Aşağı alma-Sık-sara (Sera/Sıksaray) ile ortalama oynayan oyunculardan kurulu horon çok, çok daha güzel ve değerlidir.



Halk bilimcilerin bulup ifade ettiği gibi horon kollar yukarıda oynanır. 90 yaşında çok güzel horon aynayan Maçkalı bir Horon ustasının dediği gibi(ona da çocukluğunda dedeleri söylemiş) Horon Paluk'tur (balık) diye.. Çok doğru ve yerinde benzetmedir.

Gerçekten ritmik ve iyi melodi ile yerinde ritmik titrerken, al-aşağı yaptığında omuzlar ile enine titreyerek kendini ifade edersin. Adı üzerinde Ağasar, Tonya hariç horonu doğru uygulamıyorsan boyuna, melodiyi hissedip vücuda uygulatamıyorsan enine titreyemezsin.

Ayak ,atımları süslemeler iyi oyun ile ve çabukluk ile gelen ,on sayılık figürü bozmadan yaptığın süslemelerdir. Süslemeleri yaparken melodiyi ve gurup bütünlüğünü bozmamak esastır.

Yani horon kol, baş, ayak sallamak değildir enine boyuna titremedir. Eğer iyi eğitim verilirse çok, çok kolaydır. Hangi vücut yapısına sahip olursanız olun, kaç kişi olursanız olun temel değeri on beş dakikada öğrenirsiniz.

Boyuna titreme sık, sara dır. Muhteşem bir duygu-durumdur. Denenmeli, uygulanmalıdır. Bu çok güzel ve eskilerin oynadığı oyunları zaman, zaman video olarak yüklüyoruz.

Enine titreme ise horonu oynayanın / horonun nirvanası olan al aşağı ile gelen dans içinde kendini ifade etme biçimidir. Rock müzikte dinleyenlerin kendinden geçtğinde kafasını sallaması neyse, horonda da eller tutulu olduğu, omuzlar boşta olduğu için ritmik ve çabuk gelen sert ve çabuk omuz sallanmasıdır.

Kısacası Horon : Ne Matematik eğitimi ne asker talimdir. Horon ; Melodi ile birleşerek oynanan çok üst düzey bir coşkudur. Asla ayak bacak sallamak (süslemeler hariç) değildir.

Görele'de, Maçka'da, Tonya'da, Akçaabat da temel olarak tekdir ve aynıdır. Hatta Siva Şebinkarahisar da, Suşehri , Tokat halayların da temel say aynıdır. Temel ayak (üç ayak) figürü ayn ise farklı farklı oynamak nedendir diye haklı bir soru akla gelebilir.

Tamamiyle melodidir. O bölgede dinlenilen melodi nedeniyle temel ayak aynı olsa da tavır olarak farklılık gösterir. Maçka da oynan ile, Rumların oynadıkları da aynıdır. Oynadıkları müzik rumları yaylanarak, Maçkalıları yerinde ritmik titreterek oynatır.


Maçka Horonu :


https://youtu.be/ZcV8ODuqNqg

Rum Horonu Sera :




https://youtu.be/17CbpcJ2p5M

Tonya Horonu ;


https://youtu.be/yG-q7IuBLwI

Maçka Bıçak Horonu :


https://youtu.be/hXQM0N0TG_Q



https://youtu.be/OuDuTiEFB1o

Giresun Ören Horonu ;


https://youtu.be/FXPn24dglTE








NOT : VİDEO KODLARI ..






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canan Akkaya